4 Şubat 2007 Pazar

:: Son 3 ve 30 Günlük Küresel yağış miktarı... NASA


Son 3 Gün


Son 30 gün

Bilgiler NASA/JAXA Tropical Rainfall Measuring Mission (TRMM) web sitesinden alınmıştır.
(Aşağıdaki sitede atmosferik elektrik aktivitelerinide takip edebilirsiniz...)

:: Satürn Nerede ?

02/02/2007

:: İklim felaketi ertelendi mi? (Uygunlu gerçek ! ) 2

:: Şubat 2007 Astroid Geçişleri... NEO/NASA

ASTEROID

TARİH
(UT)

EN YAKIN MESAFE (Ay Mesafesi: LD)

ŞİDDET (Görünür parlaklık).

BOYUT
2006 AM4

Şubat. 1

5.2 LD

16

180 m
2007 BZ48

Şubat. 7

4.5 LD

18

30 m
2006 VV2

Mart. 31

8.8 LD

9

2 km

2006 VV2 Dünyaya çarpsaydı işte o zaman ciddi bir iklim değişikliği bekleyebilirdik... Dinazorların sonunu getiren göktaşının 10km çapında olduğu tahmin ediliyor..( 65 Milyon yıl önce Meksika'nın Yucatan Yarımadasına çarpan göktaşı). İnsanlık böyle bir tehdit için ne kadar hazırlık yapıyor! İklim bize yakın geldiği için uğraşıyoruz yada daha kolay anlaşılabilir olduğu için . Sıra göktaşlarına geldiğinde algı zorluğu gerçeklik ihtimalini azalttığı düşünülebilir. Ancak bu cisimler gerçek ve bilim adamları için tehdit ... Bu gerçeğin peşinden, NASA/NEO koşuyor... Zamanında bu projeye uluslararası destek aranmış ama bulunamamıştı...

http://neo.jpl.nasa.gov/

:: 940 Animasyonu...


Daha önce resmini yayınladığımız 940 lekesinin, animasyonu için resmi tıklayabilirsiniz. (8MB)
(Manyetik lif...)

:: İklim felaketi ertelendi mi? (Uygunlu gerçek ! )


Diğer taraftan yaşananların büyük bölümü doğal bir döngünün parçası olma ihtimali de yüksek... Çünkü Dünya da daha öncede büyük soğumalar ve ısınmalar oldu... Bu belgesel dizide bu teoriyi destekliyor... Örneğin bir yanardağı patlaması yada bir göktaşı düşmesi insanlığın binlerce sene yapacağı yıkımı anında yapabiliyor... Yada güneşin aktivitesindeki artışlar...

:: Uygunsuz Gerçek...

:: Küresel Isınma...

Paris'teki BM İklim Zirvesi'nden korkutucu sonuçlar çıktı. RAPORUN BİR DE BİZ TÜRKLERİ YAKINDIRAN BİR BÖLÜMÜ VAR:

Paris’te toplanan “Devletlerarası İklim Değişikliği Paneli” dün sona erdi. Dünya çapında 500 bilim adamını bir araya getiren ve BM desteğinde toplanan panelin sonuç bildirgesinde küresel ısınmanın son 50 yılda yüzde 90 oranında insan eliyle yaratıldığı ve etkilerinin asırlar boyu sürebileceği açıklandı

21 sayfalık rapor bu konuda şimdiye kadar sunulan en somut belge niteliği taşıyor. Raporu hazırlayan grup en son 2001’de bir rapor yayınlamış ve bu raporda “Sera gazları küresel ısınmaya yol açan faktörlerden biri olabilir” demişti.

Eski rapora kıyasla dün açıklanan rapor devrim niteliğinde. Küresel ısınmaya yüzde 90 insan faaliyetlerinin neden olduğunu söyleyen son raporda bu günkü sorunlar da art arda sıralanmış: Daha az soğuk günler, daha sıcak geceler, sıcak hava dalgaları, yoğun yağışlar ve akabinde gelen seller, yıkıcı kuraklıklar, kasırgalar ve tropik fırtınalarda artış.

RAPORUN ÖNGÖRÜLERİ:

2100’e kadar sıcaklık 1.8 ile 4 derece artacak.

Sık sık uzun süreli ve yoğun sıcak hava dalgaları yaşanacak

Şiddetli fırtınalar görülecek

Kutup buzulları eriyecek. 2100 yılında artık Antarktika olmayabilir

Bangladeş’ten Hollanda’ya pek çok kıyı ülkesi sular altında kalma tehlikesi ile karşı karşıya

Küresel ısınma ile mücadelede yol katedilse bile ısınma ve deniz seviyesinin yükselmesi asırlar boyunca sürecek

Rapor yalnızca sonuç bildirgesi ile değil öncesinde yapılan eylemler ve çevre örgütlerinin tepkileri ile de ilgi çekti. Raporun açıklanmasının öncesinde Fransız gruplar öncülüğünde dünya çapında ilginç bir eylem yapıldı. Türkiye saati ile 20.55-21.00 arasında elektrikler 5 dakikalığına kapandı. Eyfel Kulesi karanlığa gömüldü. Greenpeace ise “artık insan boyutu kanıtlandı. Harekete geçme zamanı” dedi.

6 senaryo

Raporun açıklanmasının ardından uzmanlar gelecekteki değişimler ile ilgili 6 senaryo oluşturdu

1.8 derecelik sıcaklık artışı. Bu senaryoda daha az kirletenin olduğu ortak bir dünya öngörülüyor. Yüzyılın ortasında nüfusun tavan yapacağı, sonra düşüşe geçeceği söyleniyor. Çözümler ekonomik ve çevresel bazlı.

2.4 derecelik sıcaklık artışı. Ekonomi fosil enerjilerin dışındaki kaynaklara yöneliyor.

Yine 2.4 derecelik bir sıcaklık artışı. Ancak burada yerel çözümler ön plana çıkıyor.

2.8 derecelik sıcaklık artışı. Artış çok hızlı. Ekonomi fosil, nükleer ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanıyor. Daha etkili yeni teknolojiler yaşama katılıyor. Atom Enerjisi Kurumu’nun 2050 için şu an öngördüğü tahminlere en yakın senaryo bu.

3.4 derecelik sıcaklık artışı. Kendine yeten, heterojen bir dünya öngörüyor. Nüfus artmaya devam ediyor. Ancak doğum oranları daha yavaş seyrediyor. Ekonomik kalkınma bölgesel özellikte.

4 derecelik sıcaklık artışı. Fosil enerjilere fazlasıyla muhtaç, çok kirletenin olduğu bir dünya

Çarkı nasıl yavaslatabiliriz?

Küresel ısınmayı yavaşlatmak biz insanların elinde. Bu, Paris’te hafta içi toplanan Dünya İklim Kongresi’nin sonuçlarında da yer alıyor.

Peki ama yavaşlatmak için kimlere hangi görevler düşüyor?

Görevleri ana başlıklara ayırıp, bir sınıflandırma yapmak mümkün mü?

Bu soruların cevabı ‘evet’. Küresel ısınma ile mücadeleyi üç ana başlık altında toplamak mümkün.

Teknik Çözümler

Devlet Politikaları

Sivil Toplum Çalışmaları

TEKNİK ÇÖZÜMLER

Bu başlık altında toplananlar, insanın kendi kurduğu sistemin doğaya verdiği zararı geri döndürmek amacı taşıyor. Bu zarar da enerji politikaları ve insanların tüketim alışkanlıklarından kaynaklanıyor.

Uzmanlar 3 başlıkta yol haritası çıkarıyor. Bunlardan ilki endüstriyel enerji yönetimi. Yani endüstride tüketilen enerjide değişikliklere gidilmesi. Bunun için fabrikalarda enerji kayıplarının önlenmesi, geri dönüşüm sistemleri üzerine çalışılması ve zararlı gazlar salan sistemlerin değiştirilmesi gerekiyor. Tabii sayılanlar büyük bütçeler gerektiriyor. İşte bu yüzden devletlerin ve özel sektörün el ele vermesi şart!

Enerji konusunda atılacak diğer önemli bir adım ise alternatif yakıtlara yönelmek. Petrol ve kömür gibi fosil olan enerji kaynakları çevre kirliliği ve küresel ısınmanın önemli bir sebebi kabul ediliyor. Bu yakıtlar yerine güneş, rüzgar ya da biyokütleden elde edilen methanol kullanmak çok önemli.

Teknik çözümlerin diğer ayağı ise dünya nüfusu ile ilgili. Bu gün dünya nüfusu 7 milyara yaklaşıyor ve bu rakam hızla artmaya devam ediyor. Nüfusun artması demek ihtiyaç ve buna bağlantılı tüketimin de artması demek. Bu yüzden nüfus kontrolü şart.

DEVLET POLİTİKALARI

Küresel ısınmaya karşı duracak en önemli güç devletler. Çünkü devletler maddi kaynak ayırmazsa bireysel çabalar asla yeterli olmaz.

Devletler kademesinde bu konuda ilk ciddi adım Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) öncülüğünde 1979’da atıldı. Birinci Dünya İklim Konferansı düzenlendi. Bu toplantıyı 1985 ve 87’de Avusturya’da, 1988’de Kanada’da düzenlenen toplantılar izledi. Ancak bu alandaki kilometre taşı 2005 Kyoto Protokolü.

SİVİL TOPLUM ÇALIŞMALARI

Devlet ve bireyler arasındaki koordinasyonu sağlamak, devlet politikalarının hızlanmasına önayak olmak için çevre örgütlerine önemli görevler düşüyor. Küresel ısınma konusunda özellikle ABD’deki TSK’lar sürece büyük ivme kazandırıyor. Koray ÖZGAN / DIŞ HABERLER

Bize düşen 8 görev

Ampulünüzü değiştirin: Standart akkor ampulünüzü tasarruf ampulü ile değiştirin. Yılda 75 kg. karbondioksit tasarrufu sağlayın.

Daha az araba kullanın: Araba kullanmadığınız her iki km için 0,75 kg. karbondioksit tasarruf edersiniz.

Geri dönüşüme katkıda bulunun: Evinizden çıkan çöpün sadece yarısını dönüştürerek yılda 1200 kg karbondioksit tasarrufu sağlayabilirsiniz.

Lastiklerinizi kontrol ettirin: Düzgün şişirilmiş lastiklerle litre başına aldığınız yol yüzde 3 artar. Her 4 litre benzin tasarrufu 10 kg. karbondioksiti atmosferden uzak tutar.

Daha az sıcak su kullanın: Suyu ısıtmak için çok fazla enerji gerekiyor. Daha az su tüketen bir duş başlığı ile 175 kg’lik giysilerinizin yıkanmasında 250 kg karbondioksit tasarrufu sağlarsınız

Ambalajları fazla ürünlerden kaçının: Çöpünüzü yüzde 10 azaltarak yılda 600 kg karbondioksit az üretirsiniz

Su ısıtıcınızı ayarlayın: Isıtıcınızı kışın 2 derece azaltın. Böylece yılda 1000 kg karbondioksit tasarrufu yaparsınız

Bir ağaç dikin: 1 ağaç ömrü boyunca 1 ton karbondioksit emer

Üç büyük şirket küresel ısınmaya karşı

Küresel devler sera gazı emisyonlarını azaltmak için aktif mücadeleye başlıyor. Dünyanın önde gelen uluslar arası şirketlerinden Sony, Nike ve Lafarge konu ile mücadele için bir araya geldi. “Dünya Doğal Yaşamı Koruma Fonu (WWF) ile birlikte hareket etme kararı alan şirketler karbonmonoksit gazlarının emisyonu ile enerji kullanımının azaltılmasına yönelik deneyimlerini paylaştılar. Paris’te küresel ısınma ile ilgili toplanan GİEC Zirvesi’nde katılan şirketler ve Doğal Yaşamı Koruma Fonu “Her ülkenin 10 büyük şirketi KYOTO Protokolü’nün şartlarını yerine getirirse problem ortadan kalkar” yorumunu yaptılar.

Bu kapsamda Sony, sera gazı üretiminin azaltılmasının yanı sıra ürettiği ürünlerin enerjik etkinliğini artırmaya çalışacak.

RAPORDA YENİ OLANLAR NE?

Çevre raporlarının hazırlanmaya başlanmasından bu yana belki de hakkında en fazla konuşulan, en merakla beklenen raporlardan biriydi bu.

Raporda, iklim değişikliğinde insan faaliyetlerinin büyük rolü olduğu belirtiliyor

BM İklim Değişikliği Paneli'nin hazırladığı 2007 raporunun ilk bölümü Paris'te açıklandı.

Peki yeni olan ne var bu raporda?

"Acil harekete geçilmesi ihtiyacı", "nedenin ne olduğu konusunda şüphe olmadığı", "önümüzdeki günlerde büyük etkiler görüleceği" gibi ifadeler çok tanıdık.

Aslında tüm bunları daha önce de duyduk denebilir; zira BM İklim Değişikliği Paneli'nin yaptığı aslında varolan raporları yeniden değerlendirme ve karşılaştırarak okuma. Dolayısıyla elindeki tüm veriler zaten yayımlanmış durumda.

Raporda yansıtılan değişimlerin boyutları 2001 yılında yayımlanan raporla kıyaslandığında temelde değişmemiş gibi görünüyor; tablonun daha karanlık görünüp görünmediği nasıl yorumladığınıza bağlı.

İklim değişikliğinin büyük oranda insan faaliyetlerinden kaynaklandığı yönündeki kanının, 2001'de yüzde 66 dolayında iken, şimdi yüzde 90'a çıkması önemli.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın başkanı Achim Steiner, bunun ne anlama geldiği konusunda şöyle dedi: "2 Şubat 2007, iklim değişikliği ile insan faaliyetleri arasında bir bağlantı olup olmadığı üzerindeki soru işaretinin kalktığı tarih olacaktır."

Şans penceresi

Bugünlerde iklim değişikliği konusunda çevreci gruplar ile hükümet yetkililerinin sözlerini birbirinden ayırdedebilmek zor - şimdi buna iş dünyasından isimler de ekleniyor.

İngiltere'nin Çevre Bakanı David Miliband, örneğin, "Bilim ya da iklim değişikliği üzerine tartışmalar bitti. Tehlikeli boyutlarda iklim değişikliğinin önlenmesi için şans penceresi zannettiğimizden çok daha hızla kapanıyor." dedi.

Miliband'in görüşlerini "Uluslararası Yeşilbarış Örgütü - Greenpeace" de yansıtıyor.

Örgütün iklim ve enerji kampanyasını yürüten Stephanie Tunmore, "Burada hükümetlere açık bir mesaj var ve harekete geçmek için zaman daralıyor" diyor.

Dünyadaki genel sorun aslında sözkonusu pencerenin sera gazları salımındaki artış nedeniyle sonuna kadar kapandığı, hatta kilitlendiği.

Raporda şu tespit yapılıyor: "Yıllık fosil yakıt karbon dioksit emisyonları 1990'larda ortalama 6,4 milyar ton karbon iken, 2000-2005 döneminde 7,2 milyar ton karbona yükseldi."

Miliband ve Tunmore eğer pencerenin hâlâ kapanmadığına küresel toplumu ikna etmek istiyorsa, o zaman hızla harekete geçmek zorundalar.

Bazı gözlemciler, raporun siyaset dünyasını ve iş çevrelerini şoke edeceği konusunda iyimser.

Dünya Doğal Yaşam Örgütü WWF, iş dünyasından liderleri fosil yakıt kullanımının azaltılması sürecine sokmaya çalışıyor.


İş dünyasının iklim değişikliğine karşı tutumlarında da değişim olduğu söyleniyor

Örgütün küresel iklim değişikliği programının başkanı Hans Verolme, iş dünyasının tavırlarında gözle görülür bir değişim olduğunu söylüyor.

Ancak BM İklim Değişikliği raporunun herkesin dikkatini çekeceğine inanmıyor.

Verolme, "Eğer harekete geçmemek için bir bahane ararsanız, o zaman bilimsel tartışmanın ve belirsizliklerin doğası gereği bir bahane bulursunuz." diyor.

ISINMA BELİRTİLERİ
Son 12 yılın 11'i sıcaklıkların kayıt altına alınmasından bu yana kaydedilen en sıcak yıllar arasındaydı
Dağlarda görülen buzullar ve kar örtüsü azaldı
Uydularda, deniz seviyesinde yükselmenin ivme kazandığı görüldü
Daha yoğun ve uzun süreli kuraklıklar gözlemlendi
Arktik buz örtüsünin derinliği ve yoğunluğu azaldı...

Kaynak : Nethaber

Yorum : İnsanlığın ürettiği sera gazları önemli ancak buradaki insan niceliği atlanıyor gibi, Dünya nüfusu bu hızla artmaya devam ettikçe alınan önlemler ne kadar faydalı olabilir anlamak güç!

Canlı yaşamak için enerji harcar bu bilinen termodinamiğin II. kanununun başka bir söyeleme biçimidir. O yüzden sistemdeki ısıyı arttırması beklenebilir bir gerçektir...
Örneğin Metan gazının dünyadaki esas kaynağı nedir? diye sorsak... Büyükbaş hayvanlar olacağı aklınıza gelirmiydi... (Metan'da sera gazı etkisi gösterdiğide unutulmamalı...)

Özetle alternatif enerji biçimlerinin önemli olduğu kadar bunu kaç kişinin kullanacağı da önemli...
Ancak başka faktörlerden dolayı (Küresel rekabet...) sistemi düzelmesi kolay görülmüyor...
Ancak yapılacak tasarruflar bu süreyi erteleyebilir ama tamamen ortadan kaldıramaz ... Bu konuda NASA ve NOAA bu yıl ciddi modelleme çalışmalarına başladılar...

:: İklim uzmanları 6 senaryo yazdı...

PARİS - Dünyanın dört bir yanından 500 kadar bilim adamını bir araya getiren BM’nin finanse ettiği “Hükümetler arası İklim Değişimi Uzmanlar Grubu” (HİDUG) toplantısı sonunda yayınlanan raporda yer alan 6 senaryo değerlendirilerek, 2100’de 1,8 ila 4 derecelik sıcaklık artışı “en iyi tahmin” olarak öne çıkıyor.

Senaryo B1:
1,8 derecelik sıcaklık artışı (1,1 ila 2,9 derece):
Daha az kirletenlerin olduğu küreselleşmenin etkisiyle “ortak” bir dünya öngörülüyor. Yüzyılın ortasında nüfusun tavan yapacağı sonra düşüşe geçeceği, çözümlerin ekonomik ve çevresel yaşanabilirliğe yöneldiği, daha hakkaniyetli, ancak iklimin yönetiminde daha fazla girişimin olmadığı bir dünya tasarlanıyor.

* Senaryo A1T:
2,4 derecelik sıcaklık artışı (1,4 ila 3,8 derece):
Artış çok hızlı olmasına karşın, ekonomi fosil enerjilerin dışında kaynaklara dayanıyor ve daha etkili teknolojilerle hemen bütünleşiyor.

* Senaryo B2:
2,4 derecelik sıcaklık artışı (1,4 ila 3,8 derece):
Ekonomik, sosyal ve çevresel anlamda yaşanabilirlikte yerel çözümlerin önem kazandığı bir dünyayı tarif ediyor.

* Senaryo A1B:
2,8 derecelik sıcaklık artışı (1,7 ila 4,4 derece):
Artış çok hızlı, ekonomi, fosille nükleer ve yenilenebilir enerji kaynaklarının dengeli olarak kullanımına dayanıyor. Daha etkili yeni teknolojiler de çok çabuk yaşama giriyor. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun (UAEK) 2050 için şu an öngördüğü tahminlere en yakın senaryo.

* Senaryo A2:
3,4 derecelik sıcaklık artışı (2 ila 5,4 derece):
Kendine yeterli, yerel kimliklerin korunduğu çok heterojen bir dünyayı tahmin ediyor. Nüfus artmaya devam ediyor, doğum oranları daha yavaş seyrediyor, ekonomik kalkınma özellikle bölgesel eğilim gösteriyor.

* Senaryo A1F1:
4 derecelik sıcaklık artışı (2,4 ila 6,4 derece):
Daha fazla kirletenlerin olduğu, fosil enerjilere fazlasıyla muhtaç çok hızlı artan bir dünya öngörülüyor.

Kaynak : NTVMSNBC