10 Ocak 2007 Çarşamba

:: Radyo Astronominin Kısa Tarihi...

İlk Yapay Radyo dalgası 1886'da Heinrick Hertz Tarafından Laboratuvarda üertilmiştir. Bugün ise artık yaşamımızın büyük kesmine yerleşmiştir.

Bell Laboravarlarında 1927 yılında ilk kıtalararası telsiz-telefon bağlantısı kurulduğunda. Hat üzerinde parazitler vardı ve bunun frekans değiştirilerek çözüleceği düşünülerek, 60khz den 10-20Mhz'e yükseltilmesine rağmen parazitlerden kurtulunamadı. Karl Jansky bir anen tasarlayarak 360 derece dönebilen bir kasnak tasarladı ve alıcı frekansını 20,5Mhz e ayarladı. Hışırtının yıldırım ve şimşeğin etkilerinden şüphelendi ama sürekli hava durumundan bağımsız bir hışırtının var olduğunu gördü. 1933 yılında Jansky Bu sinyalin bir kısmının gökadamız samanyolunun merkezinden geldiğini anladı.Ve Radyoastronomi böylece kurulmuş oldu...

Samanyolu'nun radyo ışımasının 20Mhz dolayında yaklaşık en üst düzeyinde olduğu ve frekansta değil yıldızlardan en ufak bir sinyal almak, Güneş'i bile gözleyemeyeceğini de elbette bilmiyordu.

1940 yılında Grote Reber, 9,5 metrelik radyo teleskopu ile 1,9 metre dalgaboyu ile samanyolu'nun ilk radyo haritasını yaptı.

İkinci Dünya savaşında gelişen Radarlar savaş sonrası radyoastronomi amaçlı olarak kullanılmaya başlandı. 1946'da Arthur Covington Kanada'da Güneş'ten gelen radyo dalgalarını 10,7 cm'de düzenli olarak izlemeye başladı. Güneşten gelen radyo ışınımı ile 11 yıllık güneş döngüleri ile uyuştuğu anlaşıldı. (Bu lekelerin bulunduğu yerlerde 1 milyon dereceden daha sıcak olmalıdır.)

Hollandalı bilimciler, J.H. Oort'un önceliğinde 7,5 metre çapındaki Alman Würzburg radarlarını kullanarak Samanyolu'nun yapısını incelemeye başladı.

İkinci Dünya Savaşında İngilizler V2 uçan bombalarını(Almanların) izlemek için kullanılan radarlar ayrıca atmosfere girerek sürtünmeden dolayı yanan göktaşlarını izlenebileceğini anladılar. Bernard Lovell aynı yöntemle kozmik ışınımın yankılarını dünleyebileceğini düşünerek işe koyuldu ancak çok iyi bir göktaşı izleme işi yaptı.

Ulusal Astronomi Birliği 1955 yılında Samanyolu'nun merkezinin yay(Sagittarius) takımyıldızı yönünde olduğunu ilan etti.

Atmosferdeki Atom ve Moleküllerin gelen kozmik,gama,x ve morötesini absorblaması sonucu ışınımın bir kısmını geçiren pencereye, Atmosfer Penceresi adı verilir. Bu pencere yüzünden ışınımların şiddetinide bağlı olarak; Kozmik,Gama,X ve moröetesi bölge ile bazı yerlerde görünür bölgenin bir bölümünüde engelleyerek gözlemi engeller. Bu görünmeyen bölgelerin gözlemi uzay çalışmaları ile kısmen aşılmıştır. Atmosfer Penceresi 15MHZ ile 600GHZ (20m ila 0.5mm) arasında tanımlanır ve coğrafya hava koşullarına göre değişebilir. Örneğin radyo penceresi, deniz düzeyindeki bir teleskop için, iyonküreye (iyonosfer) bağlı olarak ,yaklaşık 15 MHZ'den başlayıp, havakürede diğer kimyasal elementler tarafından, özellikle oksijen(O2) ve su buharı(H2O), yaklaşık 100GHZ dolayında sınırlanır. Daha yüksek frekanslarda Gözlem yapabilemek için, radyo teleskopların da tıpkı optik kardeşleri gibi yüksek dağlara yerleştirilmesi gerekir. 15MHZ-100GHZ (20 metre ile 3 milimetre) aralığındaysa böyle bir zorunluluğu yoktur. Dağdaki bir radyo teleskopla 0.5milimetre dalgaboyuna kadar ölçüm alabilir. 0.1milimetre ve altındaki ölçümler yapabilmek için radyopencersini genişletmek gerekir, bunun içinse bir uçağa teleskop yerleştirip yükselmek gerekir.

Optik Pencere, Metrenin Milyonda 0,3'ü ile 0,8'i arasındadır; yani radyo penceresi optikten çok çok daha geniş bir aralığı kapsar (optik pencereden yaklaşık 1 milyon kat daha geniş). O yüzden radyo bölgesi daha çekicidir.

Bugün Radyoastronomi eskisine nazaran çok gelişti, ilk yapılan çanak biçimli anten NRAO'nun Grote Reber'in 9 metrelik radyo anteni idi. Şu an Dünyanın hareketli en büyük teleskopu Almanya'da(Bonn) Effelsberg radyo anteni 100 metre çapında ve 3200 ton ağırlığında. (Max-Planck Enstitüsü tarafından işletilmekte). En büyük çaptaki teleskopu ise 300 metre çaplı Arecibo Teleskopu ve interferometre(girişimmetre) yöntemi ile birden fazla teleskopu aynı anda kullanan VLA,DRAO,VLBI(Uzay teleskopu'da dahil) ve şuan ki ALMA ve SKA teleskopları...

:: Radyo Astronomi Nedir? (Radyo Astronomi serisi...)

Öncelikle Radyo dalgalarının ne olduğunu tanımlayalım;

Radyo Dalgaları; 10E+6 Nanometre ile 10E+12 Nanometre arasındaki Elektromanyetik bölgeyi içerisine alır.(Burada 10E+6 Bilimsel Notasyon olup 1'in soluna altı sıfır atılacaktır. 1000000, Nano ise Metrenin milyarda biridir.).

Elektromanyetik dalga, foton adı verilen ve ışık hızında ilerleyen (c=299792458,6 metre/saniye) parçacıkların oluşturduğu temel enerji biçimidir.

Elektromanyetik ışınımlar evrenin var olduğu ilk anlardan beri vardır ve çok geniş bir alanı içine alır. Bu Radyodalgaları mertebesinden başlayıp sırayla.

>Kızılötesi
>nür
>Morötesi
>X-Işını
>Gama Işını
>Kozmik Işın

bölgelerden oluşur ve bu bölgeler de kendi içlerinde bölgelere ayrılırlar. (Örneğin;

Yakın Kızılötesi, Uzak Kızıl Ötesi Gibi...)

Frekans, Dalgaboyu, Hız arasındaki ilişki

Şimdi bu konuyu daha iyi anlamak için denizde oluşan dalgaları kafanızda canlandırın. (yada kendiniz kare/dikdörtgen kap içerisinde dalgalar üretebilirsiniz.) Şimdi dalga dediğimiz oluşumlarda dalga ve tepelerden oluştuğu dikkatimizi çekecek bu iki dalga(yada çukur) arasındaki mesafeye dalgaboyu denir. 1 saniye içerisinde (belirli bir zamanda) bir noktadan geçen dalga sayısına frekans denir. Bu iki ifadeyi birleştirebiliriz, saniyede geçen dalgasayısı ile dalgalar arasındaki mesafe çarpılırsa 1 saniyedeki dalgaların yayılma hızı bulur. Hıza "v",

Dalgaboyuna "D" dersek, f (Frekans) v (m/sn)=f(1/sn).D(m) dir.(Işık için c=299792458.6 m/sn).

Kısaca, Radyoastronomi; Uzaydan gelen radyo bölgesindeki ışınımı inceleyen bir bilim dalıdır.Bu bilim dalı uzayda ki cisimlerden yayılan ışınım ile doğal bir labaratuvar ortamını dinlememize yarar.

:: Spitzer'den "Kartal Nebulası"...

Kartal Nebulası (Spitzer 2007)

Kartal Nebulası (Hubble 1995)

Hubble'ın 1995'de aldığı meşhur kartal nebulası görüntüsü spitzer tarafından infrared bölgede görüntülendi...

Kartal Nebulası, yeni yıldızlar için fabrika özelliği taşımakta...

Daha fazla bilgi : http://www.nasa.gov/mission_pages/spitzer/news/spitzer-20070109.html

Spitzer, NASA'nın yörüngedeki infrared teleskopu resmi sitesi : http://www.spitzer.caltech.edu/

Kaynak : NASA

:: Phishing nedir, Nasıl Korunur?

Bankanızdan hesabınız veya kredi kartınızla ilgili, ciddi bir e-posta aldığınızda, yanıtlamadan önce iki kez düşünmenizde fayda var. Çünkü tek bir tıklama size, yüklü bir fatura olarak dönebilir.



Bilgi: Phishing nedir?


Online dünyanın yeni nesil hırsızlık metodu olan 'Phishing', sanal hırsızların kullanıcıları çeşitli şekillerde kandırarak finansal bilgilerine (kredi kartı numarası veya doğrudan hesaba) veya giriş bilgilerine (kullanıcı kimliği ve şifreleri erişmesi anlamına geliyor. Saldırgan, kurbanın bir İnternet bankacılığı müşterisi olduğunuzu varsayarak, bankaların gönderdikleri hesap cetvellerine benzer bir e-posta hazırlıyor. Bu e-postanın gönderildiği adres, konu başlığı özenle seçilerek dikkatli bakılmadığında bankanınkinden farksız görünüyor, önceden bankanın kopyası bir web sitesi hazırlayan saldırgan, e-postadan kurbanının finansal detaylarını girmesini çeşitli nedenlerle talep ediyor. Kurban bilgileri girmek İstediğinde, söz konusu web sitesine yönlendiriliyor. Girilen veriler İse bankaya değil, saldırganın veritabanına İşleniyor. Kurban, kurban olduğunu yeni hesap cetvelini gördüğünde veya düşük bir İhtimal de olsa banka kendisini aradığında fark ediyor.

1- Phish'lemeye doğru ilk adım

Saldırgan bankanın kullanıcı listesine erişir. Burada kullanıcıların iletişim bilgileri (e-postaları dahil) de bulunur. Bankanınkine tıpatıp benzeyen bir web sitesi hazırlanıyor. Bu sitenin adresi ve kendi e-posta adresi bile ilk bakışta bankanınkinden ayırt edilemeyebiliyor.

2- Toplu e-posta gönderimi

Ciddi görünümlü bir e-posta bankanın müşterilerine gönderilir. Burada banka logosu ve sizi web sitesine girmeye yönlendiren bir üslup dikkati çekiyor.

Bankanın web sayfasının yenilendiği, veritabanının tazelendiği benzeri bir mesajla, bir bankanın sizden asla istemeyeceği şekilde kredi kartı numaranız, kullanıcı adı ve şifreniz gibi kimseye vermemeniz gereken bilgileri web sayfasındaki forma girmeniz istenir.

3- Giriş aşaması

E-posta ciddi bir üslupla yazıldığından, kurban tuzağa kolayca düşebiliyor. Hatta, üzerinde çok fazla düşünmeden, f inansa l işlemleriyle ilgili ufak bir detayı daha başından atmak İçin de tuzağa düşebiliyor. Web tarayıcısına yönlenen kurban, bankanınkine benzeyen sahte siteye yönlenir. Buraya kullanıcı adı ve şifresini girdiğinde, veriler saldırganın veritabanına işleniyor. Hatalı bir giriş bile olsa, sahte site bunları kontrol edemeyeceğinden, bir bilgi formunu karşınıza getirir. Buraya da kişisel bilgilerin doldurulması isteniyor. Bu veriler de saldırganın veritabanında yerini alıyor.

4- Kötüye kullanım

Saldırgan artık kurbanın kişisel bilgilerine sahip. Bu bilgilerle bankanın internet şubesine girebiliyor- Buradan kendi hesabına para aktarıp, fatura ödeyebileceği gibi, kredi kartı detaylarınızla internet üzerinden dilediğini alabiliyor.

5- Gerçeğe çağrı

Kurban bankasından gelen hesap cetveline bakar ve doğal olarak hesabında bir eksiklik olduğunu şaşırarak fark eder. Kredi kartı hesap cetveli de bunun üzerine tuz biber olabilir.

Bilgi: Sizi ancak tetikte olmak korur

1- Finans kurumlarından gönderilen e-postalara hemen kanmayın. Sizden böyle bir işlem isteniyorsa bile, kurumu arayarak bu e-postanın doğruluğunu onaylatın. Ancak bilgimiz dahilindeki hiçbir banka bu tip bir prosedürü kullanıcılarından istemiyor.

2- Metinlerdeki yazım yanlışlarına ve üslup hatalarına dikkat edin. Bulacağınız en küçük hata bile sahte olduğunun göstergesi olacaktır.

3- Verilen bağlantıdaki internet sitesi adresine dikkat edin ve "@"' işaretini arayın. www.gercekbanka.comr@www.hackersitesi.com gibi bir adres olabilir. Web tarayıcısı @" işaretinden önceki adresi atlayacak ve sizin dikkatli bakmadan göremeyeceğiniz ikinci bir adrese yönlenecektir. Dolayısıyla, uzun bir adres görürseniz de şüphelenebilirsiniz.

4- Web sayfası veya e-posta adresindeki bazı karakterler yerine, benzer karakterler kullanılmış olabilir. Örneğin "I" harfi yerine "1" kullanımı yaygındır.

5- Bankanın web sitesi ekrana geldiğinde web tarayıcınızın alt kısmındaki güvenlik ibaresini kontrol edin. Eğer bu ufak işaret varsa, site güvenli anlamına gelir. Eğer güvenli web sitesi ibaresi tarayıcıda görünmüyorsa, derhal tarayıcınızı kapatın.

Kaynak: Chip.com.tr

:: ZOMBİ PC!


Bilgisayar güvenlik uzmanları, internetin 'zombi bilgisayar' saldırısı altında olduğu uyarısında bulundu.

New York Times gazetesinin haberine göre, internet ortamında suçlar için diğer bilgisayarları 'zombiye' çeviren programlar, kullanıcıların bilgisayarlarına habersizce yerleştiriliyor.

Uzmanlar, bu yeni online suçun arkasında çoğunlukla Doğu Avrupa'daki bilgisayar programcılarının bulunduğunu açıkladı.

Kullanıcıları istekleri dışında suç ortağı yapan ve güvenlik uzmanlarını çaresiz bırakan elektronik kriminallerin, başkalarının bilgisayarlarına küçük programlar yerleştirerek, daha fazla bilgisayarın gücünü biraraya getirip online suçlarda büyük avantaj sağladıkları belirtiliyor.

İnternet güvenlik uzmanı Gadi Evron, "İnterneti güvenli kılmak için savaş yıllar önce başladı ve şimdiye kadar ne yaptığımızı anlamamız gerek" dedi.

Uzmanlar, çoğunluğu Windows işletim sistemi olmak üzere bazı Linux ve Macintosh tabanlı bilgisayarların da 'zombi' suçların kurbanı olduklarını belirtti.

Bu tip suçlara karşı korunmanın neredeyse olanaksız olduğu belirtilen haberde bazı ürün ve hizmetlerle online güvenliğin artırabileceği de yazıldı.

'Zombi bilgisayar', kullanıcının yanlışlıkla casus yazılımı yüklemesiyle bilgisayarının kontrolünün hacker’ın eline geçmesine deniyor.

Kaynak: Cnnturk , e-hack.org