29 Ocak 2011 Cumartesi

:: NASA'nın Hubble Uzay Aracı, Görülebilir Evrenin en uzak (en eski) galaksilerinden birisini buldu... NASA



Astronomlar, NASA'nın Hubble Uzay Teleskopunun sınırlarını zorlayarak, Görünen (Optik) Evrenin en uzak galaksilerinden birisini buldu...

(Burada optik dememizin sebebi, Hubble Uzay Teleskopunun görünür elektromanyetik bölgeyi görmemizi sağlamasından kaynaklıdır...)

Bulunan objenin uzaklığı 13.2 Milyar yıl, Bunun diğer bir anlamı objenin 13.2 Milyar yıl yaşında olduğu, çünkü objenin yaydığı ışığın bize (Hubble'a) ulaşma hızı ışık hızı olması nedeniyle ve ışık hızının sabit olması, geçen sürenin eşit olması nedeniyle yaş=uzaklık eşitliği yapabiliyoruz (Özel Rölativite Teorisi).

Evrenin yaşının 13.7 Milyar yıl olduğu düşünülürse, bu en ilkel galaksilerden biridir diyebiliriz.

Bu obje/galaksi Samanyolu Galaksiminizden yüz kat daha küçük.

Yukarıdaki görüntü; Hubble'ın Geniş Alan Kamerası 3 tarafından, Ultra Derin Alan 2009-2010 kataloglanmış.

Galaksinin görünümü spiral'a benzemekte. İçeriği ise henüz tam olarak bilinmiyor.



Galaksi katalog ismi: UDFj-39546284

Galaksinin Uzaklığının hesabı ise doppler kayması ile gerçekleştiriliyor. Bu yöntemde Objeden ulaşan ışığın içerisinde bir elementin (En bilindik ve bulunan Hidrojen)
spektrum imzası aranır, Bu kuantum eneji seviyesi (Baş kuantum sayısı) sevilerindeki farkların her bir element için sabit olmasından dolayı (temelde ince yapı sabitine bağlıdır) tayf yerel bir gözlemciye göre olan kaymanın miktarına göre kırmızıya kayma miktarından bizden uzaklaşma hızı ve uzaklığı hakkında bilgi edinebiliyoruz. Edwin Hubble, Kırmızıya kayma ile uzaklık arasında gözlemleri sonucunda bir orantı olduğunu bulmuştur (Hubble Sabiti...)

Kaynak: NASA

23 Ocak 2011 Pazar

:: Stephen Wolfram: Her Şey Teorisini Hesaplamak

15 Ocak 2011 Cumartesi

:: NASA Araştırmacıları, 2010'un kayıt altındaki en sıcak yıl olduğunu duyurdu...




Washington -- NASA Goddard Uzay Eğitimi Enstitüsü (GISS) araştırmacıları, 2005- 2010 yılları arasındaki Küresel Yüzey Sıcaklıklarının, kayıt altındaki en sıcak tarih aralığı olduğunu duyurdu.

1880 yılından günümüze ulaşan Enstitü kayıtları dikkate alınarak oluşturulan sıcaklık modellerinde sıcaklığın hızla arttığı (1951 - 1980 yılları arasında 1,34F) görülmekte ve Sera gazlarının atmosferdeki yoğunluğu arttıkça sıcaklığında artacağı rahatlıkla öngörülebilmekte.

Modellerde yüzey sıcaklıkları dikkate alınmak ile birlikte okyanuslardaki etkisi El Niño-La Niña tropik döngüsündeki değişim ile de anlaşılabilmekte. El Niño-La Niña döngüsü de Pasifik okyanusu yüzey sıcaklığı ile doğrudan ilişkili...

Modellerin diğer bir kısmı ise Arktil Buz hareketleri, atmosfer sıcaklığını da içermekte. Arktik buz durumu ile son iki kış mevsiminin sert geçmesi arasında kaotik bir ilişki olduğu düşünülüyor.

Buzulların erimesi havanın soğumasına neden olmakta...

Daha fazla bilgi için;

http://www.nasa.gov/pdf/509796main_GISS_annual_temperature_anomalies_running.pdf

http://data.giss.nasa.gov/gistemp/

http://climate.nasa.gov/warmingworld/

http://svs.gsfc.nasa.gov/vis/a000000/a003600/a003674/index.html

12 Ocak 2011 Çarşamba

:: NASA'nın Fermi Uzay Aracı, Yıldırımların Uzaya Antiparçacık yaydığını yakaladı...


NASA'nın Fermi, Gama Işın Teleskopunun, Fırtınaların üstündeki atmosferde Antimadde demetleri oluştuğunu gözlemledi...

Dünya tabanlı Gama-Işın patlamalarının da (TGF - Terrestrial Gamma-ray flash) antiparçacık oluşturacağını öngörülebilmekteydi. Bu ışınım patlamalarının yıldırım ve şimşek gibi atmosferik olaylar ile ilişkili olabileceğini öngörmekte hiç de zor değildi.



Ancak Huntsville, Alabama, ABD'deki Alabama Üniversitesi araştırmacıları, Fermi'nin Gama-Işın Patlama Monitorü (GBM) ile bu Pazartesi bu olguyu açıkca doğruladılar...

Gözlem; 14 Aralık 2009 tarihinde Fermi Uzay aracı Mısır'ın üzerindeyken, 4480km ötedeki Zambiya'da meydana fırtınadaki elektriksel aktivite sonucunda oluşan pozitronların Dünya manyetik alanında sürüklenerek, Fermi Dedektörü tarafından yakalanmasıyla ortaya çıktı.

Bu yakalanma süresinin, elektriksel aktiviteden 23 milisaniye sonra olduğu tespit edildi.

Tespit Ferminin dedektöründeki elektronlar ile yakalanan protonların etkileşmesi ile ortaya çıkan Gama ışınları ile gözlemlendi...

Böylelikle Dünyamızdaki kaynaklardan da Antiparçacığın doğal olarak oluştuğu ortaya çıktı...

(Konu ile ilgili bkz: Çift oluşumu)

Kaynak: NASA

9 Ocak 2011 Pazar

:: Güneşin Taç Katmanın Sırrı aralanıyor... NASA


Güneşin Taç katmanında (Korona) sıcaklık yönünden bir gariplik mevcuttur. Bu gariplik, Güneş yüzeyi 5000C derecede iken, Koronada yani plazma yüzeyinden yaklaşık 275.000 km yükseklikte sıcaklığın milyon C dereceye ulaşmasıdır...

NASA'nın Solar Dynamics Observatory (SDO) ve JAXA (Japon) Hinode Uzay araçlarından alınan görüntüler birleştirildiğinde bu anomali anlaşılabilir bir hal almaya başladı.



Görüntü birleştirme işleminden elde edilen veriler; Lockheed Martin, the High Altitude Observatory of the National Center for Atmospheric Research (NCAR), Colorado ve University of Oslo, Norveç... gibi çok sayıda araştırma grupları tarafından incelenerek dev gaz fıskiyeleri ile plazmanın hızlanarak Koronayı beslediği anlaşıldı...

Bu gözlemleme işlemi, çok sayıda filtre kullanılması sonucunda, çok geniş bir spektrumda sıcaklık analizi yapmayı sağlaması ile mümkün hale geldi...

Kaynak: NASA

7 Ocak 2011 Cuma

:: Aurora Gözlemi...







Bugün Güneşten kaynaklı G1 Sınıfında bir jeomanyetik fırtına aktif hale geldi, (Kp=5), Jeomanyetik fırtınayı meydana getiren parçacıklar, Atkrik Kutup Dairesinde Auroralara neden olmakta...

G1 Sınıfı jeomanyetik fırtınalar, Minor yani düşük şiddetli fırtınlardır.
G1, Güç hatlarında hatalar meydana getirebilir,
Uydu Operasyonlarını düşük seviyede etkiler,
Göç eden hayvanları etkileyebilir...

Yukarıdaki resimler; Kjetil Skogli tarafından Tromsø, Norveç de çekilmiş.
Kaynak: Spaceweather

Aşağıda Gerçek Zamanlı Aurora Durumu;

NOAA


5 Ocak 2011 Çarşamba

:: IRIS Nebulası... Rick Krejci


Rick Krejci, Prof.Dr.Timur SÜMER
http://web.mac.com/timursumer

3 Ocak 2011 Pazartesi

:: 4 Ocak 2011 Parçalı Güneş Tutulması...



4 Ocak 2011 Parçalı Güneş Tutulması

4 Ocak 2011 günü sabah saatlerinde ülkemizden de gözlenebilecek olan bir Parçalı Güneş Tutulması gerçekleşecek. Bir Güneş Tutulması sırasında Ay, Güneş ile Dünya’nın arasına girerek, Güneş’ten gelen ışınımın Dünya’ya ulaşmasını engeller. Ay’ın görünen diski, Güneş’inkini tamamen kapattığında bir Tam Tutulmagerçekleşirken, bu durum ancak Ay-Dünya-Güneş arası uzaklıkların uygun olduğu, yörüngelerin bazı özel noktalarında gerçekleşir. Aslında her yeniay evresinde Ay, Güneş ile Dünya’nın arasına girer. Ancak, Ay’ın Dünya etrafındaki yörüngesi ile Dünya’nın Güneş etrafındaki yörüngesi arasındaki açı nedeniyle Ay her zaman Güneş’i örtemez. Güneş’in görünen diskinin bir kısmı Ay tarafından örtüldüğünde Parçalı Tutulma, Ay Güneş’in tam önüne geçtiği halde Dünya-Ay-Güneş arası uzaklıklığın uygun olmaması nedeniyle tam örtmenin gerçekleşmediği durumlarda ise Halkalı Tutulma gerçekleşir. 4 Ocak 2011’deki tutulmada da Güneş’in ancak bir kısmı Ay tarafından örtülecek. Bu nedenle bir parçalı tutulmaya tanıklık edeceğiz.

4 Ocak’ta gerçekleşecek Parçalı Güneş Tutulması, yarı gölgenin Türkiye Saati İle (TSİ) 08:40’ta Cezayir üzerinde görünmesi ile başlayacak. Gölge doğuya doğru hareket ederek sabah saatlerinde Batı Avrupa’nın üzerinden geçecek. Kuzeydoğu yönünde ilerleyecek olan maksimum gölge konisi sırasıyla Madrid, Paris, Londra ve Kophenag üzerinden geçereken, Güneş’in giderek daha fazla bir bölümünün Ay tarafından örtülmesiyle tutulma, tüm Avrupa’da parçalı olarak gözlenebilecek (Şekil 1). Tutulma maksimumuna TSİ 10:50:35’te ulaşacak ve en iyi İsveç’in kuzeyinden gözlenebilecek. Kuzey İsveçliler havanın açık olması durumunda, Ay’ın Güneş’in görünen diskinin çapça %85.8’inin, alanca %73.6’sının Ay tarafından örtüldüğünü görebilecek. Tutulma hattı yolunu doğuya doğru devam ettirdikçe Kahire, Kudüs, İstanbul ve Tahran’da parçalı tutulma gözlenebilir olacak. Rusya, Moğolistan, Kazakistan ve Kuzeybatı Çin’de Güneş batarken gözlenebilecek tutulma, yarı gölgenin TSİ 13:00:54’te Dünya yüzeyini terketmesiyle sona erecek.

İstanbul’da TSİ 09:08, Ankara’da TSİ 09:13’te gözlenmeye başlanacak olan parçalı tutulma, İstanbul’da TSİ 10:37, Ankara’da TSİ 10:44’te maksimumuna ulaşacak. Bu sırada İstanbul için Güneş’in görünen diskinin çapça %71.3’ünün (tüm görünen diskin alanca %50.8’inin), Ankara için Güneş’in görünen diskinin çapça %69.2’sinin (tüm görünen diskin alanca %47.9’unun) Ay’ın görünen diski tarafından örtüldüğü gözlenebilecek. İstanbul’da tutulma 12:12, Ankara’da ise 12:20’de sona erecek. Parçalı tutulma diğer tüm illerimizden benzer oranlarda ve çok yakın zamanlarda gözlenebiliyor olacak.

Tutulmayı ancak özel tutulma gözlükleri kullanarak izleyebilirsiniz. Çıplak gözle ya da herhangi bir filtre kullanmaksızın teleskopla ya da dürbünle yapılacak gözlemlerin kalıcı görme bozukluklarına yol açacağını dikkate alınız. Disket içleri, islenmiş cam, röntgen filmleri kullanarak Güneş’e bakmak son derece tehlikelidir. Bu tutulma sırasında Güneş’in ancak bir bölümü örtüleceği için zararlı ve kuvvetli ışınların Dünya’ya ulaşmaya devam edeceğini unutmayınız. 4 Ocak 2011 Salı günü için meteoroloji tahminleri (http://www.dmi.gov.tr/tahmin/turkiye.aspx) yurt genelinde çok bulutlu ve yağmurlu bir havanın olacağı yönünde. Tutulma ancak havanın açık olması durumunda gözlenebilecek.

Tutulma Animasyonu;

http://shadowandsubstance.com/

Türkiye'de gelecekte gerçekeşecek Tutulmalar ile ilgili öngörü modeli için;

http://eclipse.gsfc.nasa.gov/JSEX/JSEX-AS.html

Kaynak: Ankara Üniversitesi / NASA

:: 25. Dünya Üniversiteler Kış Oyunları, Erzurum, 27 Ocak - 6 Şubat 2011...



25. Dünya Üniversiteler Kış Oyunları, 27 Ocak - 6 Şubat 2011 tarihleri arasında Erzurum'da gerçekleştirilecek...

http://www.erzurum2011.gov.tr/

:: Google nGram...


19 Ağustos 2010'da Google Trends'in kelime analizleri için nasıl kullanılabileceğini;
( http://inosci.blogspot.com/2010/08/google-trends-ve-gunes-aktiviteleri.html ) kısaca yazmıştım.

Google Labs, Google Book içerisindeki kitaplardaki kelimeleri 6 dilde sorgulamayı sağlıyor. Burada temel amaç bir kelimenin ne zaman orataya çıktığı, hangi sıklıkla kullanıldığı, diğer kelimeler ile korelasyonunu 1500 yılından günümüze 5.2 Milyar kitap içerisinden (~500 Milyar kelime) sorgulamak...

Örnek görüntüler gerçek zamanlı sorgulamalardır...
Sorgulama 1800 ile günümüze kadar, "Space Weather ve Solar Physics" kelimeleri ile yapılmıştır.
Sorgulamada;
Solar Physics, 1850'lerde yazılmaya başlamış.

Tarih aralığını 1845 - 1855 ayarladığımızda, "solar physics'in" ilk olarak 1847'de yazıldığı ortaya çıktığı gözlemleniyor.

1870'lerde "solar physics" bilinene en yüksek oranda yazılmış.

Space Weather ile Solar Physics arasında (kelime sayısı olarak) belirgin bir korelasyon görülmemekte.


"Space Weather"
1994 yılında "Space Weather" yükselişe geçmiş ve 2004 yılında zirve yapmış. Bu zirvenin nedeni Solar maksimum!
Yani fiziksel etkilerden kaynaklı etkiler kitaplara yansımış. Bunu buzuldan Karot almak gibi düşünülebilirsiniz.



"Space Weather" ilk olarak 1954 yılında kitaplara girmiş.

Kısacası bu aracın bilimsel olarak çok faydalı olduğu kesin...

Sorgu yapmak için;

http://ngrams.googlelabs.com/

2 Ocak 2011 Pazar

:: SANS Reading Room...


Güvenlik Konusunda Çok bilindik bir organizasyon olan SANS Institue (deriving from SysAdmin, Audit, Networking, and Security) herkese açık teknik dökümanları "Reading Room SANS" web sitesinde sunuyor;

:: Wing Suit Base Jumping... (Squirrel Suit Jumping...)